15 Ocak 2013 Salı

Kemaliye



Kemaliye (Egin) çevresinde yerleşen ilk unsurların Kafkasya üzerinden Anadolu'ya inen Orta Asya Türkleri olduğu hususunda ortak bir kanı vardır. Türk boylan Fırat yolunu izleyerek hayvancılığa en uygun yaylalarda yerleşmiş olmaları bu kanıyı kuvvetlendirmektedir. Egin kenti, ilk ve orta çağlarda bazen yerli serdergeler, İran ve Romalılar arasında el değiştirerek yönetilmiştir. V. yy Pers dönemi, VI. yy'da Bizans dönemidir. IV. yy'da Sasaniler'in eline geçti. Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılışı ile Bizans toprakları içinde kalan Egin, VII. yy'da Arap saldırısına uğradı. İslâm-Arap egemenliği XI. yy'a, Alpaslan'ın 1071 tarihli Malazgirt Zaferi'yle bölgeye yerleşmesine kadar sürdü. Bu dönemin karakteristik niteliği, Bizans ve Arap kültürünün bölgeye hakim oluşudur.
Türk boylarının Anadolu topraklarına ilk akınları 1015-1016 yıllarına rastlar. Fırat bölgesine yürümeleri, Malatya, Harput gibi önem arz eden kentleri zapt etmeleri de 1058 yılıdır. Bu tarihlerde Türk toplulukları bölgeye yerleştirilmiştir. Bölge daha sonra Anadolu Selçuklu Devleti, İlhanlı Devleti ve Akkoyunluların egemenliği altında yönetildi. Bu dönem içinde egemen olan yerler arasında Egin de vardı. Bu dönem çok sıkıntılı geçmiş, insanlar göçe zorlanmıştır. Timur istilasından sonra, Çelebi Mehmed döneminde (1413-1421) Osmanlı topraklarına katıldı. Bu tarihten sonra kent, "Egin" adını aldı. Bu tarihte başlayan Osmanlılar döneminde Egin adı kentte görülen ticari hayatın canlılığı nedeniyle ünlenmiştir.
Türkiye cumhuriyetinin teessüsünden sonra Egin adı, Mustafa Kemâl Paşa'nın ismine izafeten, Kemaliye'ye çevrilmiş ve kaza ise, evvelce El'aziz'e (şimdiki Elazığ) ve sonra Malatya'ya tâbi iken, II Mayıs 1938 tarihli kanun ile, Erzincan vilâyetine bağlanmıştır. Cihannüma ve Evliya Çelebi Seyahatname'si gibi, XVII. asır kaynakları Egin'i, bol meyve yetiştiren bağlık bahçelik bir kasaba olarak zikrederler. Evliya Çelebi, Egin'in Sivas eyaletine bağlı bir kaza olmakla beraber, köylerindeki reayanın tekâlifi örfiyesinin Malatya muhassılı tarafından alındığını, kalesinin Çelebi Sultan Mehmed tarafından emân ile alınmış olup, orada yaşayan 300 kadar Hristiyanın vergiden muaf bulunduğunu kaydetmekte, gerek kalede ve gerekse aşağı şehirde 1.000 kadar üstü toprak örtülü mâmur evleri olduğunu söyler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder